Bir bavul dolusu cümle var defterimde. Yara bandı tutmayacak kadar derin tümcelerim. Sen yollarına 29 harfle acı döşeyen birine, yara değil de yar diyebilir misin?
Dumanımda o vardı, sigarayı bıraktım; kadehimde o vardı, içkiyi bıraktım; rüyalarımda o vardı uyumayı bıraktım; baktım ki onsuz olmuyor, yaşamayı bıraktım!
Sadece mutlu olmayı isteseydik olurduk ama biz hep diğerlerinden daha fazla mutlu olmayı istedik ve hep diğerlerinin daha mutlu olduğunu zannettik.
Sus yüreğim sus. Haykırışlarını duyan yok anlayan da. Ya varmıyor sesin ona ya da duyması gerekenin kulakları kapalı sana.
Terk edilirken görüşürüz kelimesi kadar, acıtan bir şey yoktur hayatta. Öldürdüğü yetmezmiş gibi, bir de umut verir.
Bazı insanlara verebileceğin en büyük değer, isimlerinin baş harfini büyük yazmak olur. Gerisine inanın değmezler!
Çocukken kolumuzu ısırarak yapardık saatleri. Sanki o kadarcıkken bile, zamanın canımızı yakacağını anlarmış gibi.
Bir gün o güzel gözlerine yaşlar dolar, kalbin sızlar, için yanarsa deme bana sen yaktın. Sen isteyerek yandın!